23 Mart 2007 Cuma

şıpsevdi



niye çıkmyo artık bu sakızın reklamı? şarkısı da vardı.
MP3: Minnie Ripperton - Loving you (is easy cause you're beautiful)
bence bu şarkıyı sertab erener de güzel söyler, sölesin.
bu da tin tin tini minnie hanım.

22 Mart 2007 Perşembe

birbirine benzeyen sarkilar vol. 7

Rashit - Teker Teker

Electricni Orgazam - Dokolica

baya benziyolar galiba benzemiyolar mi acaba bence benziyolar biraz sizce benziyomu ki?

electicni orgazam yugostlav post punk grubu cok guzel sarkilari var aslinda iki albumu var bende

ilk sey cok heycanliyim eheh

Eisenhower

"We think music always should be nice. Nice songs, nice vocals, nice guitars and nice drummachines. That's what we bring to you! We sing about sunshine and celebrate the coming of spring (all year around). Thats the main purpose of music!" diyen bir diğer isveçli grupla karşı karşıyayız. isveç'te bu kadar çok twee grup olması beni korkutuyor yakında dünyayı ele geçircekler.

Eisenhower web sitesi

Eisenhower::Hallo baby I love you
Eisenhower::Birthday Girl (by Gentle Smiles)
Eisenhower::Honey bee stick to me
Eisenhower::You are my number one


Bu blogu seviyoruz: swedesplease.blogspot.com

21 Mart 2007 Çarşamba

tamburlarda kemanlarda şarkılarla yaşıyorum

özel hayatımı işe karıştıraraktan, ortak blogumuzu kötü emellerime alet etmek gibi olmasın ama (olmasın), ben bu sabah gördüğüm bir rüya yüzünden uyanamadım, servisi kaçırıp okula geç kaldıııııııııııım. "bizene senin rüyandan müyandan amma da bayıksın" diye veryansın edenler için yutubdan bir vidyo seçtim, siz böyle buyrunuz. "yok biz rüyanı dinlemek istiyoruz" diyenleri de aşağı alalım.

bööle rüyamda cd çalara benzer tuhaf bi alet vardı. yanımda da benimle birlikte müzik dinlemek isteyen bitakım insanlar. ben onlara peter, bjorn and john'dan "amsterdam" adlı parçayı dinletmek istiyorum. ancak cd çalarımızın ileri alma ve geri sarma düğmeleri olmadığı için o şarkıya gelene kadarki tüm şarkıları dinlemek zorunda kalıyoruz. işte sanırım rüyamda biz o şarkıları dinlerken, ben de bi yandan okula geç kalıyodum. neyse efendim, dinlediğimiz şarkılardan iki tanesini hatırlayabiliyorum. biri zeki müren'den "ben zeki müren". diğeri de puccini'nin la boheme operasından "o soave fanciulla" isimli düet. valla. zaten ikincisi çalarken ben uyandım. evek, o soave fanciulla çalarken ben uyandım, bunu aklınızda tutun, buraya geri döncez. şimdi bahsettiğim şarkıları mp3 olaraktan şuraya koyim da...
MP3: Peter Bjorn and John - Amsterdam
MP3: Zeki Müren - Ben Zeki Müren
MP3: Puccini - O soave fanciulla
laf lafı açıyo ama, bööle eskiden tv'de awakenings diye bi film izlemiştim. başrollerinde robert de niro ve robin williams vardı. olay bi hastanede geçiyodu. ve encephalitis lethargica denilen (bir tür beyin iltihabı) ilginç bir hastalığa yakalanmış hastalar vardı bu filmde. sözde yaşıyor gibi göründükleri halde ne konuşuyorlar ne de hareket ediyorlar, günler boyunca aynı pozisyonda öylece duruyorlardı. doktorumuz robin williams da hastaları uyandırmak için bir sürü metod geliştiriyordu kendince. bunlardan biri de müzikti. bir sahnede pikaba bi plak koyup yaklaşık şöyle bişiy dediğini hatırlıyorum: "işte bu puccini'nin la boheme operasından bir düet. şimdiye kadar yazılmış en güzel şarkı". hıh işte, rüyamda tam da bu şarkı çalarken uyanmam, bilinçdışımın bana yaptığı güzel bir şaka olsa gerek diye düşündüm sabah sabah ve neşelendim =)
bu arada encephalitis lethargica, 1920'lerde ortaya çıkıp hızla yayılan ve birdenbire ortadan kaybolan bir hastalıkmış. çok ilginç. ayrıntılı bilgi isteyenler için iyi ki varsın wikipedia.

20 Mart 2007 Salı

tori amos: american doll posse



tori amos'un 9. stüdyo albümü "american doll posse" 1 Mayıs'ta çıkacakmış. duyduk duymadık demeyin efenim. eğer yanlış anlamadıysam bu albümden bikaç parçaya da internetten ulaşılmış, buyrun.
MP3: Tori Amos - Secret Spell (bir kısmı)

Don't Let Our Youth Go To Waste

I need a walk by the flowers with someone who can share my fate
It looks like no one can take your place

And I could bleed in sympathy with you
on those days, and I could drink up everything you have
Don't let it go to waste

I could give you memories to rival Berlin in the 30s
I understand your dating bar ways

And I could bleed in sympathy with you
on those days, and I could drink up everything you have
Don't let it go to waste

Say something warm
Say something bright
I can't stand to see you when you're cold
Nor can I stand being out of your light

And I could bleed in sympathy with you
on those days, and I could drink up everything you have
Don't let our youth go to waste

True love will find you in the end
and you'll find out just who is your friend
Don't be sad, I know you will
but don't give up until...
True love will find you in the end

Jonathan Richman

-----
[MP3]
"http://img103.imageshack.us/img103/8473/kalpmu7.png" grafik dosyası hatalı olduğu için gösterilemiyor.Galaxie 500 - Don't Let Our Youth Go To Waste
Milky Wimpshake - True Love Will Find You in the End /Don't Let Our Youth Go to Waste
Jonathan Richman (The Modern Lovers) - Don't Let Our Youth Go To Waste
[/MP3]

Orchestral Pop Noir Romantique

The Dears'ın son albümüne karşı olduğumu söylemiş miydim?? Önceki albümlerindeki, grubu diğerlerinden farklı kılan unsur, orkestral yapı kaybolmuş, Tolga'nın da dediği gibi fazla pop ve brit kokuyor. Dinlemiyorum Protesto ediyom.

Cici albümler:
End of a Hollywood Bedtime Story [2000]
No Cities Left [2003]
ep:
Orchestral Pop Noir Romantique [2001]

kaka albüm: Gang of Losers
Herkes bozdu zaten son albümlerde. Blonde Redhead hariç. Onun son albümünü pek sevdim.

19 Mart 2007 Pazartesi

Magazin Forever

MP3: The Smiths - William, it was really nothing
MP3: The Cure - Cut Here
MP3: Associates - Club Country

Evet, şu yukardaki 3 şarkı arasındaki ortak nokta nedir?
Cevap : Billy Mackenzie

Peki billy mackenzie kimdir veyahut nedir?



Ehem, kendisi, 70'lerin sonu 80'lerin başında ortaya çıkıp gelişip serpilen the cure, the smiths, echo and the bunnymen gibi çeşitli new wave(ne demekse!) gruplarıyla birlikte peydah olmuş, ancak varlığını 90'lı yıllara kadar sürdürebilmiş olan associates adlı grubun solisti ve kurucularındandır. william macarthur mackenzie (yani billy mackenzie) 1957 yılının bir tiyatrolar günü olan 27 Mart'ında doğup, 22 Ocak 1997 (hayatımda yaşadığım en berbat doğumgünüm olarak tarihe geçmiştir, iddia ediyorum daha berbatını yaşayan çok az kişi vardır) herneyse 22 Ocak 1997'de geçirmiş olduğu ağır depresyon nedeniyle intihar ederek (aşırı doz maharetiyle) hayata veda etmiştir. çok güçlü ve yüksek tonlarda sesler çıkarabilen iyi bir vokalist olmasının yanı sıra, morrissey'le bir takım gönül ilişkileri yaşadığı zannedilmektedir. nitekim, işte yukardaki the smiths şarkısı "william, it was really nothing" de billy'ye ithafen yazılmış, billy mackenzie de bunun altında kalmayıp karşılığında "steven, you're really something" diye bir şarkı yazmıştır morrissey için. o şarkıyı bulamadım, elinde olan varsa bize ulaştırabilir mi acaba? merak ediyorum. bu arada bilindiği üzere morrissey'in tam ve gerçek adı steven patrick morrissey'dir. heh buraya kadar tamam.

Şimdi cut here ya da the cure ile olan münasebetine gelelim. Billy abi, aynı zamanda robert smith'in de yakın dostudur (aynı plak şirketinde bulunmaları nedeniyle olsa gerek, fiction records). mackenzie'nin 1997 yılında intiharı, robert smith'i ziyadesiyle üzer ve arkidişi billy için bu şarkıyı yazar. ha, bu arada billy mackenzie'yi the cure'ün mint car şarkısının klibinde de görebilmekteyiz (alakasız bi yan bilgi). Klibin tamamı burda.


Tüm bunların yanında siouxsie sioux da, mackenzie'nin intiharı üzerine say adlı bir şarkı yazmış. onu da bulamadım maalesef. şöyle bişiy daha var:
28 Mart 2007 yani billy mackenzie'nin doğumgününden bir gün sonra bir tribute konseri düzenlenecekmiş londra'da, onu da buldum. ayrıntılı bilgi şurda.
associates'i o kadar çok sevmiyorum ama bütün bunları neden yazdım, bilmiyorum. etkilendim galiba =)

music for people who wear hats



kim ve zoe boekbinder kardeşler, twisted folk diye tabir ettikleri, retro-jazz, cabaret, sirk müziği gibi bişiyi folk ezgileriyle ve burlesque sahne şovlarıyla birleştirerekten çok tatlı şeyler yapıyolar. cocorosie seven bunu da sever, tıpkı sierra ve bianca kardeşler gibi, kim ve zoe kardeşler de, sahnede çeşitli müzik aletlerinin yanısıra küçük oyuncaklar ve hatta daktilo, fırın, kırık pipolar yani kısacası aklınıza gelebilecek her türlü absürd objeyi kullanabiliyolar.
halihazırda separated by birth isimli ilk ve tek albümleri bulunmakta. bu cici kardeşlerden daha önce de bazı yerlerde bahsetmiştik ama şarkılarını bulamıyorduk. bu defa bikaç mp3 ile daha da güzel takdim ediyorum efenim işte karşınızda vermillion lies!

MP3: Vermillion Lies - No Good
MP3: Vermillion Lies - Shark Serenade
MP3: Vermillion Lies - Circus Fish
MP3: Vermillion Lies - Come Down
MP3: Vermillion Lies - Circus Apocalypse

resmi site: http://www.vermillionlies.com/
myspace : http://www.myspace.com/vermillionlies

18 Mart 2007 Pazar

Bu şarkı çok şirinmiş:
Eisenhower “Honey Bee Stick To Me
burdan buldum.

Cat and Dog Dialogue: Red Pony Clock ile beraber çıkardıkları albümden dolayı tanışık olduğum iki kişiden oluşan bir grup, garip eylenceli şarkıları var twee pop tadında, çocuk korosu diyesim geliyor böyle gruplara.

Cat and Dog Dialogue :: Roborovski

Birbirine benzeyen şarkılar vol.6

[MP3] The Make-up ~ We're Having A Baby
[MP3] Born Ruffians ~ I'm One of Those Girls

ikisi de çok salak ve eylenceli:)

Carlisle Sound
Bugünün psychedelic grubu Massachusetts'den Carlisle Sound. Grubun her üyesi Carlisle Sound'dan daha ünlü gruplarda çalıyor, Pants Yell!, Reports, Ponies in the Surf, Major Stars gibi. Aşağıdaki şarkıyı sevdim.
MP3: Carlisle Sound ~ Plastic Compasses

Ponies In The Surf
Camille ve Alexander McGregor ikilisinin grubu, nouvelle vague gibi biraz, özellikle ventrica şarkısı bossa nova ezgileri içeriyor ki muhtemelen anonim bir şarkı, bana çok tanıdık geldi. cha-cha-cha:
MP3: Ponies In The Surf ~ Ventrica
AMA BU ŞARKI ÇOK CİCİ:
MP3: Ponies In The Surf - Little Boy Lost

Pants Yell!
En güzeli bu aralarında. Ne tür müzik sevdiğim konusunda bazen kendi kendimi analiz etmeye çalışıyorum ya da başkaları yapıyor bunu benim adıma:) Mesela klasik doowop akorunu çok seviyormuşum Tolga'ya yolladığım şarkıların çoğunda o akor varmış ordan farketmiş. Sonra bana o akoru çalmayı öğretti inşalla orgumu tozlu raflardan indirip çalıcam. ama üşeniyorum.

Pants Yell!'de mesela hemen sevdiğim şey kulağıma tanıdık gelen ve her şarkıda aradığım şey (müzikten gerçek anlamda anlamayan biri olarak müziğin enstrümental boyutundan bahsetmek ne kadar yapay ve zorlama geliyor) ..bilmiyorum. Güzel işte. Bütün gün aynı melodide şarkılar dinleyebilirim. Belki aşık bile olabilirim bir gün ne biliyim.

MP3: Pants Yell! ~ Your Feelings Don't Show [2006]
MP3: Pants Yell! ~ My Boyfriend Writes Plays [2004]
MP3: Pants Yell! ~ The Not-So City Life [2005]

Gezilcek linkler kısmına Asaurus Records'un linkini ekledim. Ben daha önce incelemiştim. Göz atmanızı tavsiye ederim.

ethereal



bazı müzikler var ki, onları yapanların normal, bööle bildiğimiz "insanlar" olduklarına inanasım gelmiyo. bu dünyaya ait olamazlar diyorum; uykuları ve tuvaletleri gelemez, tv izlemezler ki, yerlere tükürmezler(ben de tükürmem yanlış bi davranış), sıraya girmez, otobüse binmezler, alışveriş merkezi nedir bilmezler, bizimle aynı havayı soluyo, aynı sudan içiyo olamazlar. işte böyle insanların yaptığı müziğe biz "ethereal" diyebiliyoruz, kimi zaman da kelime aklımıza gelmeyince diyemeyebiliyoruz.
bu müzikleri dinlerken, insanın bir çift kanata sahip olup uçası, bi daha da hiiiç yere inmeyesi geliyor. şimdi, bir kaç empeüç örneğiyle konuyu pekiştireyim istiyorum, buyrunuz:
Image Hosted by ImageShack.us